Skip to main content
Sadece göz hastalıkları demişti. 38 puanla başladı, evet sadece 38…Sonrasında mı ne oldu? Adandı, hayalleri ve geleceği için…Şimdi o bir oftalmolog 🙂

▶ Merhaba Yurdagül Hanım,

2 dönemde 38 puandan 65,6’a puana yükseldiğinizi biliyoruz.

Bu sıra dışı başarınızdan ötürü sizi tebrik ediyoruz.

Sürecimize başlangıç puanınızı, Eylül 2019 ve Şubat 2020 puanlarınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Merhaba,

Başlangıç puanım Temel puanım: 38, Klinik puanım:38 idi.

Eylül 2019 Temel puanım:59.28, Klinik puanım: 57.15.

Şubat 2020 Temel puanım: 65.89, Klinik puanım: 65.63.

▶ Hangi Tıp Fakültesi mezunusunuz? Öğrencilik yıllarınızı ve TUS Takip Sistemi öncesi deneyimlerinizi anlatabilir misiniz?

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezunum. Öğrencilik yıllarımda ortalama bir öğrenciydim. Fakültede pacemaker adlı not grubumuz için ara ara not yazsam da düzenli ders çalışma alışkanlığım yoktu. Sınıfı geçmek benim için yeterliydi. 5. sınıf olduğumda TUS’a nasıl çalışacağıma dair bir fikrim yoktu. Tus dershanesi çekilişinden yüzde yüz indirim kazanınca ben de dershaneye yazıldım. Dershanenin bize önerdiği haftasonu derslere gelip kitaplarımızı doldurmak, hafta içinde de kitaplarımızı hızlı hızlı okuyup TUS sorularını çözmemizdi. 5. sınıftaki küçük stajlar ve onların sık sık olan sınavları arasında bunların hepsini bir arada götüremedim. Fırsatım oldukça anlatılanları hızlı hızlı okuyordum ama hem konuyu tam kavrayamıyor hem de hızlıca öğrendiklerimi de unutuyordum. 6. sınıfta nöbetlerden dershaneye gitmeye fırsatım olmuyordu. Fırsat buldukça offline dinlemeye gidiyordum ama o da çok zaman alıyordu. Eskişehir’deki sosyal ortamım, arkadaşlarımla beraber son yılım olması beni düzenli ders çalışmaktan alıkoyuyordu. Üzerine bir de nöbetler, mezuniyet telaşları eklenince odaklanmam ve istikrarlı çalışmam pek mümkün olmadı. Uzmanlık olarak göz istiyordum ama bu şekilde kazanamayacağımın da farkındaydım. Bu nedenle önce bir çalışma programına ihtiyaç duydum. Kendimce bir program uygulasam da süreci ne kadar iyi ve verimli yönetebildiğimden emin olamadım. Deneyimlerimden yararlanabileceğim profesyonel bir desteğe ihtiyaç duydum. Araştırmalara başladım.

▶ Neden TUS OFFICE ve TUS Takip Sistemi ile hazırlandınız? İnternlüğünüzün 2. yarısında başladığınız, ardından mezuniyetiniz sonrasında devam eden TUS Takip Sistemi deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz?

Yaptığım araştırmalar ve geçmişte ablamın da TUS OFFICE ile ilgili olumlu tecrübeleri de beni size yöneltti. Ablam sizle çalışmış ve olmak istediği yere ulaşmıştı ki bu benim için en iyi en somut nedendi. Öte yandan kişileri en iyi şekilde tanımak için kullandığınız sorularınız ve yaklaşımınız, kişiye özel hazırladığınız programlardaki titizliğinizi ve özeninizi yansıtmaktaydı ki TUS CV’niz de bunun bir örneğiydi. Onu hazırlarken kendime de sorduğum sorularla, TUS sürecine dair farkındalığımın artması size olan inancımı da pekiştirdi. Bu işi yapacaksam beni en iyi tanıyan ve bu süreci bana uygun olarak en iyi şekilde yönetebileceğine inandığım, tecrübelerine güvendiğim kişiyle yapmalıydım. Bu yüzden tercihim siz oldunuz.

Emre hocamla yaptığımız ilk görüşmede TUS süreci hakkında ne kadar toy olduğumun farkına vardım. TUS süreci fedakarlık, adanmışlık gerektiren, zorlu ve yorucu bir süreçti. Her gün yeni baştan, yılmadan, yorulmadan, azimle çalışmak gerekiyordu. Bunların yanında bilgiyi çok iyi özümsemek, onu kullanılabilir hale getirip yönetmek bu sürecin olmazsa olmazlarındandı.

Yolculuğumuza tam buradan yani sıfır noktasından başladığımızı söyleyebilirim. Sürecin farkında olmak ve bunu kabullenmek ilk adımdı. Başlarken yaptığım denemede 38 puan almıştım. Uzmanlık olarak göz isteyen, düzenli çalışma alışkanlığı olmayan, sosyal aktiveleri oldukça seven benim için bu yolculuk hiç de kolay olmayacaktı. Emre hocamın söylediği gibi değerli olan şeyler kolay elde edilmezdi, onlar için bedel ödemek gerekiyordu. Er ya da geç, öyle ya da böyle.

Sınava 5 ay kala çalışmaya başladığımızdan süre bizim için çok kıymetliydi. Her gün hem hedeflediğimiz süreye ulaşmalı hem de öğrendiğim bilgileri iyice benimsemiş olmalıydım. Her gün kronometre resmini ve derste ne kadar ilerlediğimi Emre hocama gönderdim. Böylece o günün çetelesini tuttuğum bir TUS günlüğüm oluyordu. Her gün iletişim halindeydik. Haftalık görüşmelerde Emre hocam çalıştığım konulardan sorular soruyor, öğrendiğimi sandığım şeyleri gerçekte ne kadar öğrenmiş olduğumu ölçüyordu. Ayrıca anlamadığım konular üzerine ve öğrenme yöntemleri üzerine konuşuyorduk.

Leave a Reply

Open chat
Merhaba
Nasıl Yardımcı Olabiliriz